30 yılı aşkın bir süredir, konfeksiyon piyasasında boy gösteren ve yerli – yabancı pek çok markaya fason üretim yapan Panelsan Giyim (Mensar) firmasının sahibi İsmail Yetgin Bey ile sektörün durumu ve yatırımlarından bahsettik.
İsmail Bey bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1954 Ankara / Kalecik Doğumluyum. Evliyim 2 oğlum var. Çocuklarımla beraber çalışıyoruz. Büyük oğlum Tolga Osmanbey mağazamızda duruyor. Üretimde küçük oğlum Volkan’la beraber çalışmaktayız.
Ülkemizin lokomotif sektörlerinden birisi olan Konfeksiyon ve hazır giyim sektörü ile tanışmanız nasıl oldu?
1970’lerin başında 15 veya 16 yaşımda İstanbul’a geldim ve Kasımpaşa’ya yerleştim. Harbiye’de ısmarlama terzilik olarak mesleğe ilk adımımı attım. Askere gidene kadar ve askerden geldikten sonra 6-7 sene kadar ısmarlama terzilik işine devam ettim. Mesleğin bütün inceliklerini öğrendikten sonra da kendi işimi kurmaya başladım. Başlangıçta sadece 4 makine ile ısmarlamadan konfeksiyona geçiş yaptık.
MENSAR Tekstil hakkında kuruluşundan bugüne gelişimi ile ilgili neler söylemek istersiniz?
İlk olarak 1983 yılında ortaklık şeklinde konfeksiyona adımımızı atmış olduk. Eminönü’nde 10 çalışanla işe başladım ve 1993 senesinde 30 kişiye çıktık. Aynı sene Zeytinburnu’nda yeni bir yere taşındık. İş yeri mülkünü satın aldık. Fason çalışıyorduk. 600 m2’de 45 kişi olduk. 1995 yılında 600 m2’lik ikinci mülkümüzü satın aldık. Fason adet çoğalmaya başlayınca çalışan sayımız da sürekli artıyordu. 2000 senesinde ortaklarımdan ayrılıp tek başıma devam ettim. Tabii yeni yüzyılla beraber hızla yükselen teknolojik trendlere ayak uydurarak iç ve dış piyasaya fason çalışmaya devam ettik. İşlerimiz sürekli artıyor, yeni müşteriler ediniyorduk. Mevcut iki üretim yeri dar geldiğinden 900 m2 ilave bir yer daha kiralayıp 3 atölyeyi böldük. Toplamda 2.000 m2’nin üzerine çıkmış olduk. Şu anda 3 ayrı yerde kesim, dikim ve ütü olarak toplam 230 kişiyle devam etmekteyiz. Kapasite olarak hedeflediğimiz noktaya ulaştık diyebilirim. Bundan sonraki öncelikli hedefimiz; yatırımlarımızı üretim kalitesini artırmaya dönük olarak gerçekleştirip, bir taraftan istihdam seviyemizi korurken diğer yandan koşulsuz müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakatini gerçekleştirmek olacaktır.
Sektörün ve firmanızın 2016 yılındaki durumu nasıldı? Varsa yatırımlarınızdan biraz bahseder misiniz?
2016 senesi genel olarak iyi geçti diyemem. Evet, çalıştık, çabaladık. Boş kalmadık. Ancak döviz kurlarının özellikle de doların kısa vadede aşırı yükselişi her sektörü olduğu gibi tekstil sektörünü de etkiledi. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada 2016 senesi tekstil sektörü açısından zor geçmiştir. Bundan daha kötü olmaz diye umuyoruz. Biz Mensar olarak bu durgun ortamda dahi yatırım yapmaya devam ettik. Son ütüde kullandığımız ekipmanlardan kaynaklanan bazı kalite problemleri vardı ve bunlar müşterilerimizle aramızda sorun yaratmaya başlamıştı. Bu yüzden acil olan son ütüleme ekipmanlarının alımını bu yıl içerisinde gerçekleştirdik ve devreye aldık. Bu ilk parti değişimle birlikte kalitemizde en az %30 pozitif yönlü iyileşme görülmeye başlandı. Önümüzdeki yıla da kalan ikinci kısım için yatırım planlarımız var.
Makine parkuruna yatırım yaparken nelere dikkat edersiniz? Yeni ekipman seçiminizi etkileyen en önemli faktörler nelerdir?
Türkiye’de konfeksiyon işçiliği kalitesi genel anlamda iyi seviyelerde olduğundan farkı yaratan malzeme seçimi ve ekipmanlarınızın iyi olmasıdır. Teknolojik gelişmelerdeki hızlı değişim sayesinde de makine ve ekipmanın önemi bir adım öne geçmektedir. Yani artık kaliteli bir üretim için ileri teknoloji ürünü ekipmanlar kullanmanız olmazsa olmaz şarttır. Bu yüzden ekipman seçimi ve makine alımlarımızda yüksek teknolojik ürünleri tercih ediyoruz. Bu noktada dikiş makineleri ile ilgili neredeyse tamamen yurt dışından ithal ürünlere bağımlıyız. Maalesef yerli alternatiflerimiz gelişmedi. Yedek parça ve servis konusunda ciddi sıkıntılar çekiyoruz. Ancak ütü makinelerinde yerli alternatiflerimiz, Avrupalı muadilleri ile aynı kalite seviyelerinde üretim yapıyorlar. Son yıllarda özellikle MALKAN’ın adı çok öne çıkmaya başlamıştı ve biz de yakından takip ediyorduk. Neticede bu yılki yatırımlarımızı Malkan ile gerçekleştirdik.
Ütülüme ekipmanında yerli marka olarak MALKAN tercihiniz konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce doğru bir tercih mi oldu? Malkan’dan memnun musunuz?
Bizim işlerde dikim kadar ütü de önemlidir. Özellikle cekette kaliteyi gösteren asıl unsur ütüdür. Dediğim gibi MALKAN’ı takip ediyor ve piyasadaki tanıdığımız meslektaşlarımızdan çok iyi referanslar duyuyorduk. ütü presi parkurunu almadan önce tekrar soruşturduk. Bizzat gidip kalıplarına baktık, kendi modellerimizle mukayeseler yaptık. Bu görüşmeler esnasında fark ettik ki; Malkan sadece ütü satmıyor, teknik konularda bize verimlilik ve kaliteyi arttırıcı bilgilerini de aktarıyor. Teknik ekibinin çok iyi olduğunu gördük. Gerek üretimin diğer aşamalarıyla ilgili bizi yönlendirmeleri gerekse satış sonrası kurulum ve devreye almada bize verdikleri katkı çok doğru bir seçim yaptığımızı gösterdi. Ayrıca MALKAN yerli olduğundan serviste ve parçalarda da artık eskisi kadar sıkıntı çekmiyoruz. Dolayısıyla herkese MALKAN’ı gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Burada yeri gelmişken, Malkan Makine Genel Müdürü Mustafa Alkan beye ve çalışma arkadaşlarına bir teşekkürü borç biliyor, başarılarının devamını diliyorum.
2017 yılında sektör ve firmanız hakkında beklentileriniz nelerdir?
Önümüzdeki yılın MENSAR olarak iyi geçmesini bekliyoruz. Ülkemiz ekonomik ve siyasi olarak zor günlerden geçiyor. Bu günlerde kazanmaktan ziyade mevcudu korumak bile başarı sayılır. Biz yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaya ve kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz. Bu amaçla 2017’de de yatırımlarımız olacaktır. Hep birlikte el ele vererek ülkemizi daha güzel günlere taşıyacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi; “Durmak yok yola devam” diyoruz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]