Erkek takım elbise üretimi denilince İzmir ilk akla gelen illerimizden birisidir. Bugün önemli ve büyük markalardan birçoğu İzmir’deki tekstil fabrikalarında üretilmektedir. İşte bu sebeple olsa gerek, yaklaşık 2 yıl önce İstanbul’dan gelip İzmir’e yatırım yapan İMAJTEKS Tekstil firma sahibi Ali Eyrik Bey ile 2016’ya gireceğimiz şu günlerde, yatırımının aldığı mesafeyi ve geldiği noktayı konuştuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim ALİ EYRİK, 1970 Kastamonu doğumluyum. İlkokul mezunuyum. 2 çocuk babasıyım. Mesleğimiz tekstil imalatıdır. 32 yıldır konfeksiyon ve hazır giyim üretimi içerisindeyim. 13 yaşımda çırak olarak başladığım terzilik mesleğine; işime olan hayranlığım yüzünden bu sektörden hiçbir zaman kopamadım. Dolaysıyla sürekli ve istikrarlı bir şekilde büyüyerek buralara kadar geldik.
2013 yılında sıfırdan başladığınız fabrika yatırımınız hangi aşamalardan geçti ve şu anda geldiğiniz noktayı nasıl görüyorsunuz?
Fabrikamız 8.000 m2 kapalı alan üzerine kurulu 3 kattan oluşmaktadır. Giriş katımız kesimhane, depo ve sevkiyat alanıdır. 1.kat üretim alanıdır ve 2.kat ise ofislerden oluşmaktadır. Fabrikamızda toplam 210 kişi çalışmaktadır. Üretim kapasitemiz başlangıçta 600-650 adet/gün takım elbiseydi. Şu anda ise hedeflediğimiz ilk aşamaya yani günlük 1.000 adede ulaşmış durumdayız. Önümüzdeki yılda da ikinci aşama olarak 1.200 adede çıkmayı hedefliyoruz. İzmir ili Kemalpaşa ilçesindeki fabrikamızda, çalışanlarımızla birlikte el ele vererek İzmir’in en büyük erkek takım elbise üretim fabrikası olmak istiyoruz.
Yatırım yapmak için neden İzmir’i seçtiniz?
Ben konfeksiyon işine İstanbul’da başladım ve bu zamana kadar hep İstanbul da çalıştım. İstanbul konfeksiyon üretimi için ve sektör için iyi bir Pazar. Ama pahalı bir şehir… Üretimi oluşturan unsurlardan başta işçilik olmak üzere aklınıza ne geliyor ise en yükseğini İstanbul da ödemek zorundasınız. Durum böyle olunca rekabet gücünüz azalıyor. Birinci sebep bu idi. Diğer bir sebep ise İzmir bizim yaptığımız takım elbise üretimi için çok ileri bir şehir. Çalışan insanlar tecrübeli ve bu işe yatkın. Kalifiye eleman potansiyeli çok geniş… Bu büyük bir avantaj… Bunu yıllardır biliyordum ve takip ediyordum. İstanbul’daki firmamız tam anlamı ile sorunsuz olarak üretime başlayınca orayı abime bırakarak, İzmir hayalimi gerçekleştirmek üzere buraya geldim. İzmir takım elbise konusunda bir marka… En büyük markalar burada dikiliyor. Bizim de şu an çalıştığımız tanınmış büyük markalar var.
Henüz çok yeni denebilecek bir fabrika yatırımı söz konusu. İlk kurulum sonrasında geçirdiğiniz 2 yıl içerisinde ilave makine ve ekipman alımlarınız oldu mu? Varsa bunları yaparken nelere dikkat ettiniz?
Başlangıçta 600 adet/gün olan üretim kapasitemizi artırmak için elbette bazı ilave yatırımlara ihtiyaç oldu. Şu an kapasitemiz günde 1.000 adet takım elbise. Hedefimiz kapasiteyi 1.200 adede yükseltmek. Ayrıca diktiğiniz işin belli kalite ölçütlerini karşılayabilmesi için ileri teknoloji donanımlı, tam otomatik ve çok fonksiyonlu makineler ve ütüleme makinaları kullanmak zorundasınız. Çünkü biz takım elbiseyi fason dikiyoruz. Çalıştığımız firmaların hepsi de bir dünya markası. Bu markalara yakışır iş çıkarmak, ileri teknolojiye sahip makine yatırımı yapmaktan geçiyor. Ben bunu yıllardır meslek içerisinde olduğum için çok iyi biliyorum.
Dikiş makinesi üzerine maalesef Türkiye’de üretim olmadığından bu makineleri ithal kullanmaya adeta mahkûmsunuz. Ama ara ütü ve son ütü operasyonları için gerekli preslerimizi MALKAN’ dan aldık. Çünkü MALKAN bu işe çok yatırım yaptı. Daha 5-6 sene öncesine kadar bu ütüleme preslerini de yurt dışından almamız gerekirken MALKAN sayesinde paramız ülkemizde kaldı. Ben ilk olarak İstanbul’daki fabrikamıza da MALKAN aldım. Çok ama çok memnun kaldık. Diktiğimiz takım elbiselerin görünümü değişti. Albenisi artı. Teknik kadrosu ve işlerine olan aşk ve saygıları sebebi ile çok başarılı oldular. Biz de bunu bildiğimiz için İzmir’deki bu fabrikamızı da MALKAN ütü presleri ve ütüleme tezgâhları ile kurduk. Duyduğumuz memnuniyet ve aldığımız iyi neticeler sebebiyle de ilave yatırımlarımızı da MALKAN’dan yaptık.
Yani ilave yatırımlar konusunda da MALKAN’la çalışmaya devam diyorsunuz.
Evet öyle. Ütü preslerini ve ütüleme sistemini komple aldığımız MALKAN Makina kurulum aşamasında bize çok yardımcı oldu. Desteklerini hiçbir zaman eksik etmediler. Finansman konusunda her zaman bizi rahatlatan ve ödeme kolaylığı sağlayan Malkan Makine sahibi Sayın Mustafa Alkan, makine parkuru, yerleşimi, enerji verimliği, optimum kullanım, tesisat çekilmesi ve projelendirme gibi konularda MALKAN Makina her an yanımızda oldular. Bu vesileyle ve sizin aracılığınız ile kendilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
MALKAN Makina her şeyden önce müşterilerden gelen öneri ve talepleri çok dikkate alan ve bunları da ürüne yansıtabilen bir yapıya sahip. Ben de esasında ütü preslerinde kalıp (form) konusuna ayrı ve özel bir önem veriyorum. Bu noktada biz MALKAN’la son derece uyumlu bir çalışma gerçekleştiriyoruz diyebilirim. Yani aradığım veya tasarladığım her yeniliği hayata geçirmede MALKAN benim için bulunmaz bir partner ve çözüm ortağı. Bu yüzden, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da muhtemel yatırımlarımda MALKAN’dan vazgeçmeyi düşünmüyorum.
İMAJTEKS’ in bundan sonraki hedefleri nelerdir?
Dediğim gibi; ilk 2 yıl için belirlediğimiz üretim kapasitesi hedefimize ulaşmış durumdayız ve aşamalı olarak her yıl kapasitemizi artırmaya devam edeceğiz. Süreç içinde proaktif gelişim modeli rehberliğinde hedeflerimize gerek Pazar araştırmaları gerek üretim teknikleri konusunda yatırımlar yaparak büyümeyi planlıyoruz.iş hayatının bir araya geldiği platformlarda markamızı başarı ile temsil etmek istiyoruz.üretimini üstlendiğimiz markaların akredite üreticisi olmayı başarmak doğru yolda olduğumuzun göstergesidir diye düşünüyoruz.Diğer bir önemli hedefimiz ise; önce İzmir, daha sonra Türkiye ve daha sonra da tüm dünyada sektör tarafından bilinen ve takdir edilen bir firma olmak…
Bunu yaparken yukarıda da belirttiğim gibi, öncelikle çalışma arkadaşlarıma, daha sonra teknolojik ürünler ile bize destek olan makine-ekipman tedarikçilerimize ve fason iş diktiğim firmalara güveniyorum.
Son olarak neler söylemek istersiniz? 2016 beklentileriniz nelerdir?
Biz mesleğimizi seviyoruz. 4-5 makine ile çıktığımız bu yolda, bu kadar insana ekmek kapısı açıyor olmak bize haz ve mutluluk veriyor. Zor bir iş yapıyoruz. Her ne kadar teknolojik ve otomatik makineler kullansak da insan ve emek dayalı bir meslek. Bu sebeple devlet teşvik ve desteklerini bekliyoruz. Sektör açısından 2016 yılının 2015’e göre daha hareketli geçeceğini umuyorum.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]