TÜRKİYE’NİN MALKAN’I
50 YAŞINDA
Türk sanayi gelişim süreçlerinin en büyük destekleyicisi olan tekstil sektörü, sorumluluğunu bilen yapıtaşı şirketlerin omuzlarında büyüme ivmesini sürdürüyor. Türk tekstili başarısını, Malkan gibi sağlam ve güvenilir teknoloji tedarikçilerinin varlığına borçludur.
Malkan Makine A.Ş., bu sene 50. kuruluş yılını kutluyor. Günümüze kadar üretimini sürdürdüğü sanayi tipi ütülerinin başarısını yurtdışı pazarlara da taşıyarak Türk ihracatçısının önünü açan, yurtdışındaki “Türk Malı“ algısına olumlu destekler sunan firmanın çalışmaları ülkemizin sanayi gelişimine ışık oluyor. Yarım asırlık çalışmalarının coşkusunu değerlendiren Malkan Makina Genel Müdürü Mustafa Alkan ile okuyucularımız için bir röportaj gerçekleştirdik.
Malkan markasının kuruluş zamanlarında bugünleri hayal edebiliyor muydunuz?
Malkan’ın bugün geldiği seviyeden memnun musunuz?
Ben 1960 yılında, bir tornacı çırağı olarak 12 yaşımda çalışmaya başladım. Sonraki yıllarda iyi bir tornacı kaynakçısı ve dökümcü ustası oldum.
1971 yılında askerden geldikten sonra bütün hedefim; sermayeme göre ikinci el bir torna tezgâhı alıp, küçük bir dükkân açıp piyasaya fason işler yapmaktı. Bu niyetle çıktım yolda Perşembe Pazarı’nda küçük bir dükkân açmak nasip oldu. Burada bir İtalyan sanayi ütüsünü kopya ederek ilk ürünü ürettim. Bu, Türkiye’nin ilk sanayi buharlı ütüsü olması bakımından şu anda Hasköy’deki Rahmi Koç Müzesi’nde sergileniyor.
İki sene sonra iş yerimi büyütmek üzere Kasımpaşa’ya taşıdım. Orada imalat çeşitlerimizi genişlettim ve Kasımpaşa’daki dükkân da bize dar gelmeye başladığında Bayrampaşa’ya, daha büyük bir imalat yerine taşındım. Orada, yaklaşık 35 elemanımızla hazır giyim sektörüne, otellerin çamaşırhanelerine ve kuru temizleme fabrikalarına hitap eden değişik modellerde sanayi tipi buharlı ütü presleri ürettik. Bu üretimimize buhar jeneratörleri, leke çıkarma makinaları, triko ütü makinaları vb. makinalarımızı, modellerimizi çoğaltarak işimize devam ettik.
1980’li yıllarda rahmetli Turgut Özal’ın tekstil sektörüne ve turizm sektörüne verdiği destekler neticesinde ihracatımız büyük gelişim gösterdi. Biz de Malkan olarak siparişlerimizi karşılayamaz hale geldik ve şu andaki yerimize taşındık. Şu anda Küçükköy’de 6.000 m2’si imalat alanı ve 3.500 m2’si showroom, idari bölüm, depolama ve ambalajlama yaptığımız binadan müteşekkil toplam 9.500 m2’lik merkezimizde faaliyetlerimize devam ediyoruz.
1990 yılında başlattığımız yurtdışı açılımlarımızı bugüne kadar sürekli ivmelendirerek, 89 ülkeye ürettiğimiz yaklaşık 700’e yakın model ürünlerimizi ihraç eder duruma geldik. Bu başarı, hem kendimiz hem de ülkemiz açısından bizi gururlandırıyor.
Yıllar içinde binlerce ailenin geçimine destek sağlarken, bir o kadar insanı da meslek sahibi yaptınız. Bize bu çabalarınızın verdiği gurur duygusunun tarifini yapar mısınız?
Biz, Malkan Makina çalışanları olarak mutlu bir aileyiz. Mutluluğumuzu da üzüntülerimizi de hep birlikte paylaşan bir firmayız.
Bugüne kadar, 50 yıldır 2000’e yakın eleman yanımızda çalıştı. Bunların birçoğu, bizim de destek ve teşviklerimizle İstanbul’da kendi işyerlerini kurdular. İstanbul’un değişik bölgelerinde 13 adet ve Anadolu’da 20 adet olmak üzere toplam 33 bölgede bizim servis noktamız olmuş oldu. İnsanların geçimine vesile olmanın, bu gururun bir tarifi yok. Her türlü duygunun üzerinde bir mutluluğu bizlere yaşatıyor.
Ben çıraklıktan yetişmiş biriyim ve her sene fabrikalarımızda en az 7–8 tane çırak alıp onları eğitip yetiştiriyoruz. Üç sene sonra kalfa oluyorlar. İkinci üç sene sonunda da usta oluyorlar. Üçüncü üç sene sonunda ustabaşı olup dükkan açmaya hak kazanıyorlar.
Bunun yanında 6-7 tane meslek lisesi öğrencimizi de stajyer olarak işyerimizde yetiştiriyoruz. Yaz günleri de üniversite öğrencilerimizden 5-6 tane mühendis adayına fabrikamızda staj imkânı veriyoruz.
Malkan Makina aynı zamanda bir okuldur. Bünyemizde 15-20-25-30 yıllık yetişmiş teknik sanatkâr elemanlarımız ve mühendislerimiz vardır. Malkan ’da bir aileden 4 kişi çalışıyor, yukarıda da dedim ya; biz Malkan Makina olarak bir aileyiz.
Malkan, artık size memleket için büyük sorumluluk veriyor. Bu sorumluluğun hakkını vermek için önümüzdeki yıllarda Malkan’ı ne denli büyütme gayreti içinde olacaksınız?
2000 yılında Türkiye’de ISO9001 belgesi alan ilk firmalardan biriyiz. Bu kalite ve yönetim sistemini Malkan ‘da biz çok güzel ve başarılı şekilde oturttuk.
Herkes yapacağı işi biliyor. Bölümlerden sorumlu müdürlerimiz ve ustabaşılarımız var. Hepsi günlük iş takiplerini yapıp bana her akşam online sistemi ile rapor veriyor. Ben de firmanın sahibi olarak yurtdışında ya da tatilde olsam bile işimi aksatmadan yürütebiliyorum. Malkan Makina yıllardır müesseseleşmiş bir anonim şirkettir.
İmalatımızın yaklaşık %60 kadarını yurtdışına ihraç ediyoruz. Rakibimiz olan Avrupalı şirketler bu makinaları 100 yılı aşkın deneyimleriyle yapıyorlar ve küresel ölçekteki büyük pazarların tam kalbine ürün tedariki sağlıyorlar. Biz Türk firması olarak 1990 yılında yaptığımız yurtdışı atılımlarla bu kurtlar sofrasından payımızı almaya başladık. Malkan’ın kalitesini yurtdışında kabul ettirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim ki bu başarımıza istinaden 26 ülkede bayilikler kurduk.
Bugüne kadar Avrupa, Asya, Ortadoğu, Amerika ve Rusya bölgelerinde yaklaşık 22 ülkede fuarlara katıldık ve katılmaya devam ediyoruz. Fuar faaliyetleri konusunda ülkemizde ilklere imza attığımızı söylemeliyim. 1987 yılında Türkiye’de Tüyap’ın Taksim’de (o günkü adı Intercontinental Otel’in altındaki alanda) organize ettiği ilk konfeksiyon makinaları fuarına “ütü imalatçısı” olarak katılan tek firma bizdik. Bugüne kadar da Tüyap’ta organize edilen tüm sektörümüzde ilgili tüm ihtisas fuarlarına aralıksız iştirak ettik.
Bu nedenle Tüyap’ın sahibi sayın Bülent Bey iki sene evvel bize bu katılımlarımız nedeniyle bir plaket takdim etti. Ütücü olarak bir tek bizi ve başka ürün imalatı yapan veya satan iki firmayı işaret ederek, üç firmayı aralıksız katılımından ötürü onurlandırdı.
Hedefimiz, tekstil sektöründe kullanılan daha birçok makinalar var yurtdışından gelen ve onları da burada üretmektir. Bunun için daha geniş bir yere ve sermayeye ihtiyacımız var. Ben hiçbir zaman faizli kredi kullanmadım. Hep öz sermayemiz ile kazandığımızı devamlı geliştirdiğimiz işimize yatırdık, takım tezgâhı aldık, fabrika binalarımızı yaptık. Malkan’ı öz sermayemizle, daha büyük imalat merkezlerinde, tekstil sektörünün çok daha farklı işkollarına ürün tedariki yapar hale getireceğiz.
Malkan ailesinin 50. Yıl’a atfettiği değeri bizlerle paylaşır mısınız?
Biz Malkan Makina olarak bu sene 50. Yılımızı kutluyoruz. Bir işi kurup da 50 yıl aralıksız olarak işinin başında bulunan çok az sayıdaki kişiden biriyim. Küresel pazarlarda 2 Alman ve 2 İtalyan firma ile rekabet halindeyiz. Bu konuda devletin, bizim gibi teknoloji ihracatı yapan firmalara pozitif ayrımcılık yapıp özel destekler vermesini bekliyoruz.
Şu andaki yegâne sıkıntımız; imalat alanımızda yapılması planlanan kentsel dönüşüm neticesinde, yıllardır evimiz olan fabrika alanımızı terk etmek durumunda bırakılmamızdır. Fabrikamızın Küçükköy ’deki bulunduğu sanayi bölgesinde 154 firma birlikte faaliyet gösteriyoruz. Bu bölge son yıllarda oldukça değer kazandı ve 220 dönüm arazisi olan bu alanda bir kentsel dönüşüm projesi geliştiriliyor ve Gaziosmanpaşa Belediyesi ve ilgili bakanlık kendimize başka bir yer bulmamızı işaret ediyor. Biz de siz bir yer gösterin biz de oraya gidelim diyoruz. Şu anda böyle bir çıkmazın içindeyiz, gelecek ne gösterecek bekliyoruz. 50. Yıl’a, yarım asrı devirmenin heyecanıyla çok büyük değer atfediyoruz ancak yaklaşan sıkıntıyı da görmezden gelemeyiz. Her şeye rağmen biliyorum ki, önümüzdeki yıllar geçen 50 yıldan çok daha huzurlu geçecek, çünkü çok çalışıyoruz. Tüm dünyada Türkiye için çalışıyoruz ve Malkan ailesinin de duaları var.
Son olarak müşterilerinize ve tüm sektöre hitaben söyleyeceklerinizi de bizlerle paylaşır mısınız?
Türkiye’de son 3 yıldır konfeksiyon sektörü duraklama dönemindedir. Zira Türkiye’deki konfeksiyon imalatçılarının ülkemizdeki maliyetlerle Vietnam, Pakistan, Bangladeş, Hindistan ve bunun gibi ucuz işçilik, enerji maliyeti düşük olan ülkelerle rekabet etmeleri çok zorlaştı. Mısır, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Hırvatistan, Fas, Cezayir ve Türki Cumhuriyetleri vb. olmak üzere buralarda yeni üretim fabrikaları kuran birçok müşterimiz var. Biz de makine imalatçıları olarak onların peşinden gidip oralarda bu firmalara hizmet ulaştırmaya çalışıyoruz. Kısacası ihracattan da, üretimden de vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz. Teknoloji odaklı imalatımızın üstünlüğünü sürekli hale getirdik, bundan sonra da devam ettireceğiz.