RÖPORTAJ: MALKAN 2017 YILI HEDEFLERİNİ GENİŞLETEREK DEVAM ETTİRİYOR.

[vc_row rt_row_background_width=”fullwidth” rt_row_content_width=”default” rt_row_style=”default-style” rt_row_height=”” rt_column_gaps=”” rt_row_shadows=”” rt_row_borders=”” rt_bg_effect=”classic” rt_bg_image_repeat=”repeat” rt_bg_size=”cover” rt_bg_position=”right top” rt_bg_attachment=”scroll” rt_bg_layer=”” rt_bg_video_format=”self-hosted”][vc_column rt_bg_effect=”classic” rt_bg_image_repeat=”repeat” rt_bg_size=”auto auto” rt_bg_position=”right top” rt_bg_attachment=”scroll”][rt_image_carousel images=”6193,6194,6195,6196,6197,6199,6200″ carousel_layout=”3″ tablet_layout=”1″ mobile_layout=”1″ image_size=”full” nav=”false” dots=”true” autoplay=”false” links=”lightbox” captions=”false” loop=”true” boxed=”false” shadows=”false”][/vc_column][/vc_row][vc_row rt_row_background_width=”fullwidth” rt_row_content_width=”default” rt_row_style=”default-style” rt_row_height=”” rt_column_gaps=”” rt_row_shadows=”” rt_row_borders=”” rt_bg_effect=”classic” rt_bg_image_repeat=”repeat” rt_bg_size=”cover” rt_bg_position=”right top” rt_bg_attachment=”scroll” rt_bg_layer=”” rt_bg_video_format=”self-hosted”][vc_column rt_bg_effect=”classic” rt_bg_image_repeat=”repeat” rt_bg_size=”auto auto” rt_bg_position=”right top” rt_bg_attachment=”scroll”][vc_column_text]

RÖPORTAJ: MALKAN 2017 YILI HEDEFLERİNİ GENİŞLETEREK DEVAM ETTİRİYOR.

Türkiye Tekstil Ve Hazır Giyim sektörüne 46 yıldır sanayi tipi ütü makineleri üreterek büyük katkı sağlayan duayen sanayicilerimizden Mustafa Alkan ile, MALKAN MAKİNA’nın geldiği nokta ve sektörün durumu hakkında sohbet ettik.

Türk hazır giyim endüstrisinin önemli bir parçası olan Malkan Makina’nın kuruluş aşamalarını ve bugüne kadarki faaliyetlerini kısaca okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Malkan Makine’yi 1971 yılında, yanımda bir çırakla Karaköy’de küçük bir atölye olarak kurduk. Türkiye’de ilk sanayi tipi buharlı el ütü imalatını gerçekleştiren firmayız. 1971 yılında ürettiğimiz bu el ütüsü şu anda İstanbul Rahmi Koç müzesinde sergilenmektedir. Başlangıçta sadece kuru temizleme firmalarına el ütüsü ve Üniversal buharlı ütü presi üreten Malkan, özellikle 80’li yıllarda Türkiye’de büyük bir patlama gerçekleştiren Tekstil, Hazır Giyim ve oteller yatırımı sektöründeki firmalara da çeşitli ürünler geliştirmeye devam etmiştir. Bugün Türkiye’de ve Dünya’da 30.000’i aşkın müşteri referansına sahip Malkan; Bilgisayar kontrollü spesiyal ceket ve pantolon ütüleme sistemleri, buharlı-vakumlu ütüleme tezgâhları, pnömatik ve manuel ütü presleri, tela yapıştırma ve transfer baskı presleri, deri ütü presleri, triko ütüleme makineleri, buharlı şişirme ütü robotları, buhar jeneratörleri, leke çıkarma makineleri, vakum motorları gibi başlıca ürün gruplarında 700’den fazla ürün çeşidine sahip geniş bir üretim yelpazesine sahiptir. Malkan Makine bu üretimi İstanbul Gaziosmanpaşa’daki 8.500 m2 kapalı alan fabrika binasında, son sistem CNC işleme tezgâhları ile donatılmış üretim bandında standart ölçülerde gerçekleştirmekte ve Türkiye’nin yanı sıra 5 kıtada 88 ülkeye de ihraç etmektedir.

Malkan Makina’nın ürünleri, ülkemizin ileri gelen tekstil ve kuru temizleme tedarikçilerinin öncelikli tercihi olmaktadır. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
46 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Malkan, uzun yıllara dayanan bilgi birikimi ve tecrübesiyle Türk tekstil, Konfeksiyon ve kuru temizleme imalatçılarının ihtiyacı olan ürünleri pazara sürmede çok başarılı bir firmayız. Bu başarı; sürekli gelişme ve iyileştirme odaklı, müşteri memnuniyetini ön plana alan Ar-Ge ve Tasarım çalışmalarından kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra Malkan’ın en önemli özelliği satış sonrası hizmetlerinde piyasanın en güçlü firması olması. 50 yıla yaklaşan ömrü boyunca Malkan Makine kurucusu Mustafa Alkan’ın ilk günden beri kayıtsız şartsız uygulamaya büyük hassasiyet gösterdiği satış sonrası hizmetlerden hiçbir şekilde ödün vermiyor olmasıdır.

Tekstil sektörü içinde Malkan Makina, teknolojisini sürekli geliştirmesi ve kaliteli ürünleriyle öne çıkıyor. Sizin buna ekleyecekleriniz olacaktır muhakkak…
Elbette… Öncelikle Malkan Makine ileri teknoloji ürünler üretmede çok heyecanlı ve bundan çok keyif alan bir kadro yapısına sahip. Özellikle Ar-Ge ve Tasarım ekibimizden başlayarak tüm üretim elemanlarımız sürekli kendini geliştirmekte ve ürettiği ürünleri daha teknolojik, daha kaliteli hale getirmenin yollarını aramakta. Bunda 2000 yılından beri Malkan’da uygulanmakta olan ISO-9001 sisteminin de büyük etkisi var. Malkan Makine, yönetimden başlayarak en yeni çırağına ve stajyerine kadar ISO-9001 Kalite Yönetim Sisteminin bütün prensiplerini harfiyen uygulamaya azami gayret gösteriyor. Bu çabalar da bize sürekli gelişen ve hep daha kaliteli ürünler olarak geri dönüyor.

Şirket bünyesinde yaptığınız Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarınız hakkında da kısaca bilgi alabilir miyiz?
Malkan Makine Ar-Ge ve Tasarım ekibi 10 kişilik deneyimli uzman ve mühendisten oluşmakta olup, toplam çalışan sayısının yaklaşık %8’i civarındadır. Bu oran Türkiye’deki bindelik değerlerle ifade edilebilen ortalama Ar-Ge çalışan oranı dikkate alındığında çok ciddi bir orandır. Ar-Ge ve Tasarım departmanımızda öncelikle 3D katı modelleme ile başlayan ürün geliştirme süreci, prototip üretimi ile devam edip müşteri şartlarında test ve kabul aşamalarından geçerek endüstriyel üretim haline getirilmekte ve öyle piyasaya sunulmaktadır. Son 10 yıl içinde bu şekilde hayata geçirilen TÜBİTAK destekli teknolojik ürün konulu 9 adet sanayi Ar-Ge projemiz var. Prototip ürün için TÜBİTAK desteği aldığımız bu projelere ayrıca Kosgeb’ten de endüstriyel uygulama proje desteği de alıyoruz.

Tekstil sektörüne sunduğunuz kaliteli ürün ve ekipmanlar sadece yurtiçinde değil dünya çapındaki pazarda da sürekli artan bir ilgiyi görüyor. Siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Sanayi tipi ütü ekipmanları üretimi Türkiye’de 70’li yıllarda Malkan’la başlarken, Amerika’da ve Avrupa’da bizden 50 yıl önce bu konuda üretim vardı. Halen dünyada özellikle Alman ve İtalyan ütü markaları yaygın ve pazara hâkimdir. Ancak son 10 yılda Malkan Makina’nın yaptığı atakla global pazarda başı çeken markalar arasına girdiği bir gerçektir. Dediğiniz gibi Malkan her geçen gün artan bir ilgiye muhatap durumdadır. Çünkü biz sadece makine satmıyoruz, müşterilerimizle bilgi ve tecrübe paylaşıyoruz. Onların üretim kalitesine direkt etki eden, kesimden dikime, ara ütülemeden son ütüye bütün proseslerde iyileştirmeler sağlayacak öneriler sunuyoruz. Bu önerilerimizi destekleyen en doğru ürünleri almalarını sağlıyoruz. Her müşterinin ihtiyacı olan, kendi modeline uygun kalıp tasarımları gerçekleştiriyoruz. Bu sayede müşterinin ürünü özgün bir hal alıyor. Ürünün teslimatından devreye alınmasına kadar her aşamada müşteriye rehberlik ediyoruz. Bunu yapmak yurt içinde kolay olabilir ancak biz bunu tüm yurt dışı pazarlardaki müşterilerimize de sağlıyoruz. Ürünlerimizde tüm dünyada bilinen ve kalitesi ispatlanmış malzemeler, ekipmanlar kullanıyoruz. Tüm ürünlerimizde Avrupa normlarına uygun üretim gerçekleştirdiğimizi gösteren TUV, CE deklarasyonu ve sertifikalarına sahibiz. İlk TSE belgesini biz aldık. Bunlar çok ciddi zaman alan, emek harcatan ve maliyet getiren süreçler. Malkan bunları karşılarken üstelik fiyat noktasında Avrupalı rakiplerinden daha ucuza aynı kalitede ürünü piyasaya sunabiliyor. Dolayısıyla müşterilerimizin ilgisi her geçen gün artıyor.

Hali hazırdaki ihracat pazarlarınız ve önümüzdeki döneme ilişkin ihracat planlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şu anda en yoğun çalıştığımız ihracat pazarlarımız; Konfeksiyon üretim ve yatırımlarının yoğun olduğu Özbekistan, Polonya, Brezilya ve Ukrayna’dır. Yurt içi ve yurt dışında ki yetkili servis istasyonlarımız bulunmaktadır. Son yıllarda ambargoların kalkmaya başlamasıyla dış dünyayla daha çok entegre olma gayreti gösteren İran da bu gruba katılmış durumda. Arap baharı dediğimiz siyasi gerilim dönemi öncesinde başta Mısır olmak üzere diğer Kuzey Afrika ülkeleri ve Orta Doğu ülkeleri de yoğun ihracatımız olan pazarlardı. Bu ülkelerde siyasi istikrar geri döndükçe ve ekonomi canlandıkça tekrar ivme kazanacağımızı düşünüyoruz. Yani bu ülkeler her zaman radarımızda olan pazarlar. Önümüzdeki dönemde en büyük hedef pazar olarak ise Orta ve Güney Amerika pazarını, en başta da Brezilya, Meksika ve Afrika pazarlarını söyleyebiliriz.

Ekonomi yönetimi son yıllarda ihracat çalışmalarına sürekli olarak daha fazla önem atfediyor. Bu bağlamda Malkan Makina’nın yurtdışındaki “MADE IN TURKEY” etiketi algısına kazandırdığı değer, Türk Ekonomisinin paydaşları tarafından da haklı takdir görmektedir. Siz, yurtdışı pazarlarda Türk ürünlerinin önünü açacak değerdeki kaliteli çalışmalarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Bugün çoğunluğu genç yaştan oluşan ve 80 Milyona dayanan nüfusu, jeopolitik konumu ve doğal zenginlikleri ile Türkiye çok büyük bir üretim potansiyeline sahiptir. Ancak çok üretmek kadar hatta belki daha da önemlisi katma değer yaratacak kaliteli ürünler ve markalar yaratmaktır. Türkiye 80’li yıllarda başladığı tekstil ürünleri ihracatında, bir iki istisna dışında fasonculuktan öteye pek geçememiş, olması gerektiği gibi markalaşamamıştır. Genel tablo böyleyken biz Malkan olarak tekstil ve hazır giyimin yaygın olduğu tüm pazarlarda tanınmış ve önde gelen bir ütü markası haline geldik. Üstelik teknoloji gerektiren makine imalat sektöründe kalitenizi dünya pazarlarına kabul ettirebilmek daha da zor bir iş olmasına rağmen bunu başarmış durumdayız. Bunu yaparken en etkili kullandığımız yöntem fuarlar. Sektörün en büyük ve önemli uluslararası fuarlarını sürekli takip ediyor ve katılıyoruz. Ürünlerimizin kalitesini müşterilerin yakından görmesini sağlıyoruz. Yanı sıra kullandığımız kaliteli malzeme ve ekipman sayesinde ürünlerimiz çok nadir arızalanıyor. Bunları da etkin bir servis hizmeti ile çok kısa sürede gideriyoruz. Müşteri ihtiyaçlarına özel ürün tasarlıyoruz ve üretiyoruz. Bir de bunların üstüne yapamayacağımız sözü vermiyor, verdiğimiz sözü de mutlaka yerine getiriyoruz. Sonra başarı kendiliğinden geliyor. İzmir serbest bölgede faaliyet gösteren Roy Robson firması tercihini Malkan’dan yana kullandı. İkinci ve üçüncü kapasite artırımlarında yine bizi tercih ettiler. Malkan’a olan güven ve memnuniyeti perçinleşmiş oldu. Dolayısıyla başarı kendiliğinden geliyor.


Yeni dönem planlarınız hakkında da kısa bir değerlendirme yapar mısınız?
Yeni hedef pazarımız olan Güney Amerika’da çok kısa sürede önemli mesafeler kaydettik. Ancak marka olarak halen istediğimiz düzeyde tanınmış değiliz. Marka bilinirliliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Bunun için fuar ve bire bir müşteri ziyaretlerine bu pazarda ağırlık vermeliyiz. Üretim ile ilgili en önemli hedefimiz; mevcut üretim tesisimizi en geç 2 yıla kadar yepyeni ve modern, daha büyük bir tesise dönüştürmek. Buna bağlı olarak üretimde verimlilik ve kapasiteyi artırmayı planlıyoruz. Zira hali hazırdaki yurt dışı pazarlardan gelen siparişleri dahi yetiştirmekte zorlanıyoruz ki; yeni pazarlara açıldıkça üretim kapasitemizin talebi karşılayamayacağı aşikardır. Dolayısıyla üretim tesis yatırımı Malkan için öncelik kazanmıştır.

Son olarak, Türk ekonomisinin ve tekstil sektörünün önemli bir parçası olarak, ülke ekonomisinin genel görünümü ve tekstil sektörü üzerindeki etkileri hakkında da değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Tekstil ve hazır giyim sektörü çok fazla ileri teknoloji içeren bir sektör olmasına rağmen, emek yoğun olması nedeniyle Türkiye’de istihdamı en çok karşılayan sektörlerin içinde yer almaktadır ve bu durum bir süre daha böyle devam edecek gibi görünüyor. 2009 krizinden bu yana global pazarlarda genel bir durgunluk gözlenmeye devam ediyor. Türk ekonomisi, genel dünya ekonomisi kadar bu durgunluk ve kriz halinden etkilenmedi. Bunda Türkiye’nin köklü bir geçmişe sahip tekstil sektörünün de payı önemliydi. Ancak 2016 yılı beklentilerin çok altında gerçekleşti. Genel olarak tüm piyasalar, özelde ise Tekstil sektörü paydaşları 2016 yılından çok umutluydu. Siyasi ortam belirsizliği, sistem tartışmaları piyasalarda endişe ve temkin halini devam ettiriyor. Bu da iç piyasada yatırımların sürekli ertelenmesine sebep oluyor. Buna karşın ihracat yaptığımız pazarlardaki hareketlilik şimdilik çarkın dönmesini sağlıyor. Türkiye olarak bir an önce anayasa reformu ve sistem tartışmalarını neticelendirip, ekonomiyi gündemimizin birinci sırasına getirmeliyiz.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Comments are closed.