1971 yılında ilk yerli ütüyü üreterek başlayan serüven kalite bilinci, Ar-Ge ve eğitime yapılan yatırımlarla bugünlere gelen Malkan Makina, bugün geldiği nokta itibarı ile 89 ülkeye ihracat yapan, portföyünde bulunan 60.000i aşkın müşterisi ile sektörünün lideri konumunda bulunuyor. Yaptığı yatırımlar ile her zaman en gelişmiş üretim teknolojilerini kullanan Malkan, uyguladığı IS09001 Kalite Yönetim Sistemi ve müşteri odaklı anlayışı ile sektörde takip edilen öncü konumunu pekiştirmiş, bir dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor. TEXPROCESS Fuarına katılan Malkan Makina’nın fuar değerlendirmesi ve çalışmalarıyla ilgili sorularımızı Malkan Makina Genel Müdürü Mustafa Alkan cevaplandırdı.
TEXPROCESS fuarında ne gibi yeniklere imza attınız? Gelen müşterilerinize sunduğunuz yeni ürünlerden bahseder misiniz?
Fuarda özellikle ceket ara ve son ütü preslerine yönelik yeni kalıp – model çalışmalarımız tanıtıldı. Ayrıca standımıza buhar, vakum ve hava tesisatları çekerek, preslerimizde gerçek numunelerle ütüleme denemeleri yapıldı. Bu çalışmalar standa gelen müşteri ve ziyaretçilerimiz tarafından takdir ve ilgi ile karşılanmıştır.
Dünyada yaşanan ekonomik kriz çerçevesinde fuardan beklentilerinizi yeterince aldınız mı?
Aslına bakılırsa, fuar öncesinde, bu yılki TEXPROCESS’e katılımın bize sağlayacağı fayda açısından oldukça tereddüt yaşadık. Hatta benzeri tedirginliklerle olsa gerek daha önceki TEXPROCESS’lere iştirak eden bazı meslektaşlarımız bu yılki katılımlarını iptal ettiler. Ancak biz yaşanan kriz ortamını önemli fırsata çevirebiliriz inancıyla fuara katılımı gerçekleştirdik. Sektöründe TEXPROCESS’de makinelerini sergileyen ilk firma olan Malkan 2009 fuarında da sektörün tek temsilcisi oldu. Fuar sonunda aldığımız verilere bakarak rahatlıkla diyebiliriz ki; Malkan Makina bu fuardan beklentilerine yanıt bulabilmiş. Fuara katılım kararımızın haklılığını görmek bizleri daha da memnun etmiştir. Tabi bu sonucu elde etmemizdeki en önemli pay Malkan Makina’nın bir prensip olarak çok önemsediği ürünlerdeki sürekli iyileştirme ve geliştirme çalışmalarıdır.
Firmanızın konfeksiyon sektörüne sunmuş olduğu ürünler ve kullanım alanlarından bahseder misiniz?
Firmamız 850’yi aşkın ürün çeşidi ile konfeksiyon sektörünün yanında çamaşırhane ve kuru temizleme sektörüne yönelik ütü makineleri ve komple ütüleme çözümleri sunmaktadır. Hazır giyim ütülemeye yönelik farklı ütü makinelerinin yanında denim (Kot) üretimine yönelik kırıştırma presleri, rodeo ve kimyasal işlem makineleri, kuyumcu ve kürkçülere yönelik kürk ve istim (Buhar) kazanları, leke çıkarma makineleri, vakum motorları ve çeşitli tiplerde buhar kazanları üretimleri ile farklı sektörlerin de makine ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Son yıllarda özellikle ceket ve pantolon ütü preslerinde ürün geliştirmelere önem veren firmamız ürün çeşidini her geçen gün arttırmaktadır. Konfeksiyon sektörünün ihtiyacı olan ürünlerde aynı işe yönelik farklı ürünler sunarak firmaların ütüleme yöntemlerine göre de alternatifler üretmektedir. Örneğin bir ceketin ön formunu ütüleyen 6 farklı ütüleme yönteminden müşterimiz kendisine en uygun olan çözümü seçebilmektedir.
Piyasaya sunmuş olduğunuz ürünlerin kalite ve kullanım açısından diğer ürünlerle (yerli ve yabancı) karşılaştırdığınızda kullanıcıları sağladığı avantajlar nelerdir?
Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde çalışan ürünlerimiz edindiğimiz kalite bilinci ile üretilmekte ve gerek malzeme kalitesi gerekse işçilik kalitesi anlamında Avrupalı rakiplerimiz ile aynı seviyede bulunmaktadır. Bunun yanı sıra ilk yatırım maliyeti olarak kıyaslandığında Avrupalı rakiplerimize oranla oldukça ekonomik olan ürünlerimiz bu sayede tercih edilmektedir. Yerli ürünlerle bizim ürünlerimizi kıyasladığımızda kalite anlamında üstünlüğümüz hemen öne çıkmaktadır. Aynı kalitede olan iki üründen ucuz olanının tercih edilmesi doğaldır, biz de alım yaparken kalite aynı ise ucuz olanı tercih ederiz. Fakat kalite ve sağlanan katkı konfeksiyon sektörü gibi zamanla yarışılan bir sektörde öncelikli plandadır. Konfeksiyonda birçok müşterimiz farklı taleplerle geldiğinde onların taleplerine yönelik özel çözümleri müşterimiz ile beraber sağlamamız da tercih edilmemizde önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Ürünlerimizi kullanıcıyı zorlamayacak şekilde en basit ve en ergonomik kullanıma göre üretmekteyiz. Son sistem çok fonksiyonlu PLC kontrollü ürünleri dahi kullanımı basit ve anlaşılır hale getirerek kullanıcıların işini kolaylaştırıyoruz. Kullanıcılardan gelen olumlu izlenimler ile de bu konuda doğru yolda olduğumuzu görmekteyiz.
Ülkemizde konfeksiyon sanayiinin bu günü ve geleceği hakkında görüşleriniz nelerdir? Globalleşen dünyada Türk tekstilinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ülkemiz konfeksiyon üretimi konusunda oldukça uzmanlaşmış ve büyük bir iş gücüne sahiptir. Yıllarca fason üretim yapan firmalarımız markalaşma bilinci edinme konusunda geç kalıp yeterince marka çıkaramadığı için bugün işçiliğin daha ucuz olduğu pazarlara göre dezavantajlı konumdadır. Buna rağmen Avrupa pazarına olan yakınlığımız, konfeksiyon üretimindeki uzmanlığımız ve bu konuda yetişmiş insan kaynağımız dezavantajlarımızı avantaja dönüştürmek için elimizdeki artılardır. Fason üretimlerini ülkemizden uzak doğuya kaydıran bazı firmaların bekledikleri kaliteyi alamadıkları için tekrar ülkemizde üretim yaptırmaya karar verdiklerini sevinerek duymaktayız. Markalaşmaya, gerek hammadde üretiminde gerekse tekstil ve konfeksiyon üretiminde Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmesi gerektiğini bu sayede ülkemizin konumunun yükseleceğini düşünmekteyiz.
Dünya tekstil ve konfeksiyon sanayii nasıl bir gelişme göstermektedir?
Dünyada tekstil ve konfeksiyon üretimi işçiliğin ve hammaddenin ucuz olduğu ülkelere kaymakta; özellikle Uzak Doğu ülkeleri bu konuda önemli paya sahip olmaktadır. Bununla birlikte yeni üretim üssü olarak yakın gelecekte Afrika ülkelerinin önem kazanacağını düşünüyoruz. Elbette işçiliğin ve hammaddenin ucuz olduğu ülkelerin yanında özellikle Avrupa pazarına yakın olan ülkemizde de katma değeri yüksek konfeksiyon üretiminin devam edeceğini öngörmekteyiz. Ayrıca Uzak doğunun mesafe olarak Avrupa pazarına olan uzaklığı ve kalite konusundaki yetersizlikler alternatif üretici ülkeler gereksinimini de zorunlu tutmaktadır. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinin tekstil üretiminde yaptıkları taklit ürünler bugün firmaları sürekli yeni ürünler geliştirmeye zorlamakta, bu sayede Ar-Ge’ye aktarılan paylar artarak yeni ürünlerin ortaya çıkması sağlanmaktadır.
Türk tekstil ve konfeksiyon sanayiinin öncelikli problemleri nelerdir? Ve bunların çözüm yolları hakkında somut düşünceleriniz var mı?
Bunun yanında yerli üretimin teşvik edilmesi ve desteklenmesi, firmaların tüm dünyayı saran küresel krizden en az zarar ile çıkması için reel katkıların sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bunların başında da iç pazarı canlandıracak leasing sistemine uygulana KDV’nin eskiden olduğu gibi % 1 seviyesine indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Devletin son zamanlarda uyguladığı istihdama yönelik destek paketlerinin hem firmalara hem de çalışanlara sağladığı katkılar tüm sektörlerde olduğu gibi tekstil ve konfeksiyon sektöründe de hissedilmektedir.
Yurtdışında katıldığınız fuarlarda müşterilerin sizi tercih etmesi nasıl oluyor? Özellikle TEXPROCESS fuarını göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapar mısınız?
Yabancı ülkeye makine pazarlamak ve satmak gerçekten zor ve uğraş isteyen bir iş. Fuara gelen müşteri ilk defa gördüğü bir markaya bir anda fiyatı ekonomik olduğu için alım kararı vermesini beklemiyoruz. Fuar katılımlarına başladığımız ilk yıllarda bu sorunları yaşadık. Günümüzde müşteri beklentileri oldukça artmış durumda, özellikle TEXPROCESS fuarına gelen müşteriler gerçekten çok seçici davranıyor ve her şeyi inceliyor. Bu gün geldiğimiz nokta itibarı ile birçok yabancı ülkede bilinen bir marka halini aldık. Bu sayede insanlar artık kalitemizi gördüler ve aynı kalitedeki ürünlere göre daha ekonomik olduğumuz için bizi tercih ediyorlar. Bunun yanında yurtdışında önem verdiğimiz konuların başında yeni bir pazara giriyor isek pazarı bilen, işinin uzmanı bayiler ile çalışmak geliyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 30’u aşkın yurtdışı bayimiz sayesinde ülkelerdeki pazarlama, servis vb. faaliyetleri çok daha kolay ve hızlı gerçekleştirebiliyoruz. Son kullanıcı içinde aldığı ürünü aynı dili konuşan birinin desteklemesi her zaman olumlu bir etki oluşturuyor.
Firma olarak gelecekteki projeleriniz nelerdir?
Üretim tesisimizi yakın gelecekte yapacağımız fabrika yatırımı ile daha da geliştireceğiz. Bu amaçla Hadımköy’de 20.000 metrekare alana sahip fabrika arazisini satın aldık, buraya son sistem teknolojilerle yeni bir fabrika kuracağız. Bunun yanında sektörde yaşanan daralma sonrası maliyetleri yüksek olan Avrupalı üreticilerin yeni arayışlar içine girdiğini görmekteyiz, maliyeti düşürmek için üretimini işçiliğin daha ucuz olduğu ülkelere kaydırmayı planlayan fakat kaliteden ödün vermeyecek bir Alman firması ile ortaklık da projelerimiz arasındadır.