47 yıldır sanayi tipi ütü makinelerinde Türkiye’nin lider kuruluşu MALKAN Makina, 89 ülkeye yaptığı ihracatla hem ülkeye ciddi bir döviz girişi sağlıyor hem de dünya markası olma yolunda önemli atılımlar gerçekleştiriyor.
Sanayi tipi ütü makineleri üretiminde ülkemizin lokomotif firmalarından MALKAN Makina, ihracatta göstermiş olduğu başarılarla toplam üretimdeki payını her geçen gün artırıyor. MALKAN markasını tüm dünyaya duyurma konusunda çalışmalarını yönlendiren firma, 5 kıtada faaliyetlerine hızla devam ediyor. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörüne 47 yıldır sanayi tipi ütü makineleri üreterek büyük katkı sağlayan duayen sanayicilerimizden Mustafa Alkan ile, MALKAN Makina’nın geldiği nokta ve sektörün durumu hakkında sohbet ettik.
Türk hazır giyim endüstrisinin önemli bir parçası olan MALKAN Makina’nın kuruluş aşamalarını ve bugüne kadarki faaliyetlerini kısaca okuyucularımızla paylaşır mısınız? MALKAN Makina’yı 1971 yılında, yanımda bir çırakla Karaköy’de küçük bir atölye olarak kurdum. Türkiye’de ilk sanayi tipi buharlı el ütü imalatını gerçekleştiren firmayız. 1971 yılında ürettiğimiz bu el ütüsü şu anda İstanbul Rahmi Koç müzesinde sergilenmektedir. Başlangıçta sadece kuru temizleme firmalarına el ütüsü ve üniversal buharlı ütü presi üretiyordum. Daha sonra özellikle 80’li yıllarda Türkiye’de büyük bir patlama gerçekleştiren tekstil, hazır giyim ve turizm sektöründeki firmalara da çeşitli ürünler geliştirmeye devam ettik. Bugün Türkiye’de ve dünyada 30.000’i aşkın müşteri referansımızla; Bilgisayar kontrollü spesiyal ceket ve pantolon ütüleme sistemleri, buharlı-vakumlu ütüleme tezgâhları, pnömatik ve manuel ütü presleri, tela yapıştırma ve transfer baskı presleri, deri ütü presleri, triko ütüleme makineleri, buharlı şişirme ütü robotları, buhar jeneratörleri, leke çıkarma makineleri, vakum motorları gibi başlıca ürün gruplarında 700’den fazla ürün çeşidine sahip geniş bir üretim yelpazesine sahibiz. MALKAN Makine olarak bu üretimi İstanbul Gaziosmanpaşa’daki 8.500 metrekare kapalı alana sahip fabrika binasında, son sistem CNC işleme tezgâhları ile donatılmış üretim bandında standart ölçülerde gerçekleştirmekte ve Türkiye’nin yanı sıra 5 kıtada 89 ülkeye de ihraç etmekteyiz.
MALKAN Makinayı kurmak nasıl gerçekleşti? MALKAN Makina bulunduğu noktaya hangi aşamalardan geçerek geldi? İlkokulu çok zor şartlar altında bitirdikten sonra 8 yıl boyunca tornacı ve kaynakçı çırağı ve kalfa olarak çalışıp askere gittim. Askerde de şansım yaver gitti ve tayinim İstanbul’a düştü. Askerliğim boyunca da hafta sonları birliğimden izin alarak dışarıda torna atölyelerinde çalışmaya devam ettim. Böylece hem sanatımı geliştirdim hem de birikim yaptım. Askerlik dönüşü yine bir torna atölyesinde işe başladım. Bir gün ustamla birlikte Beyoğlu’nda bir kuru temizlemeciye tamire gittik. Kanada yapımı bir el ütüsü arıza yapmıştı. Ütüyü tamir edince dükkân sahibi bana “Bunlar hep yurt dışından ithal ediliyor ve çok pahalı, bunları kendiniz üretemez misiniz” diye sordu. Ütüyü birkaç gün inceledikten sonra aynısını yapmaya karar verdim. 15 gün içinde de yeni ütüyü yaptım ve aynı müşteriye sattım. Bu ütü aynı zamanda Türkiye’de üretilen ilk sanayi tipi buharlı el ütüsü olmasının yanı sıra şu anda Rahmi Koç müzesinde sergileniyor. Piyasada kısa sürede ithallere göre çok daha uygun fiyata el ütüsü üretildiği duyuldu ve ardı ardına siparişler gelmeye başladı. Bunun üzerine 1971 yılında Karaköy’de küçük bir dükkân kiralayıp uzun uğraşlar sonucu 5 adet ütüyü imal ettim. Hatta o sıralarda Türkiye’de bulunamayan bazı özel parçaları da kendim ürettim. Şimdi sıra pazarlamaya gelmişti. Neredeyse İstanbul’un bütün kuru temizlemecilerini tek tek dolaştım. 100’e yakın sipariş aldım. Ancak malzeme alımı için finansman sıkıntısı vardı. Sağ olsun o dönemdeki bazı esnaf arkadaşlar gayretimi ve dürüstlüğümü görerek bana kredi açtılar. Satıştan sonra ödemek koşuluyla bana malzeme temin ettiler ve böylelikle 2 ay için 100 adet ütüyü yapıp sattım. İşimiz hızla büyüyor ve yanımda çalışan elemanlar birer birer artıyordu. Daha büyük bir dükkân kiraladım. Bir süre sonra aynı el ütüsünde olduğu gibi ütü presleri yapmam konusunda teşvik ve talepler gelmeye başladı ve pres imalatına başladık. Ancak pres için mevcut dükkan da yetmediğinden 1973 yılında Kasımpaşa’da 300 m2’lik bir yere taşındık. 5 sene içinde 15 elemanla ürün çeşidini 15’e çıkardık. 1980 sonrası özellikle Özal döneminde tekstil ve konfeksiyon sektörüne verilen yoğun teşvikler sayesinde Türkiye’de konfeksiyon üretimi ve ihracatı patlayınca bizim işlerimiz de korkunç bir ivme kazandı. Hemen Bayrampaşa’da 1.000 m2’lik yeni yerimize taşındık. Oradan da 80’lerin sonunda bugün halen bulunduğumuz 8.500 m2 kapalı alan fabrika ve showroom binalarımıza taşındık.
MALKAN Makinanın ülkemiz ticaretindeki yeri nedir? MALKAN Makinanın ithal ettiği ürün ya da parça var mı? Kaç çeşit ürününüz var? İhraç ettiğiniz ürünler var mı? MALKAN Makinayı bize ve okurlarımıza tanıtır mısınız? MALKAN bugün 100 uzman ve deneyimli personelden oluşan kadrosuyla Türkiye’nin sanayi tipi ütüleme ekipmanları pazarında lider konumdadır. Ürün gamında 700’ü aşkın farklı ütüleme ekipmanı yer almaktadır. Bunların tamamı kendi üretim tesislerimizde ve %70 – 80 oranında yerli malzeme kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Üretimde kullandığımız ithal parçalar da var elbette. Özellikle elektro-pnömatik valfler, silindirler, PLC üniteleri gibi ileri teknoloji ürünlerini maalesef yerli alternatifleri olmadığından ya da yeterli kalite düzeyinde iç piyasadan bulamadığımızdan ithal kullanmak zorunda kalıyoruz. Ülkesinin sanayileşmesine ve kalkınmasına gönül vermiş, kendini adamış birisi olarak; keşke yan sanayimiz de Avrupalı ve Japon hatta Koreli firmalar kadar kaliteli ürünler üretse de, paralarımız yabancı ülkelere gitmese diye hayıflanıyorum. Diğer taraftan da üretmekte olduğumuz ürünlerin yaklaşık %40’ını ihraç ediyoruz. MALKAN olarak bugüne kadar 5 kıtada 89 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdik. Bugün yapılan ihracattan sağlanan döviz girişi ve iç piyasada sunduğumuz ürünler sayesinde engellediğimiz ithalat ve döviz çıkışı sayesinde, MALKAN olarak ülkemizin cari işlemler dengesinde önemli bir açığı kapatıyoruz. Bunu da bir Kobi olarak ülkemiz ticareti açısından ciddi bir başarı olarak görüyorum.
Hammadde girişinden ürünün sevkine kadar olan üretim süreçlerini aşamaları ile birlikte anlatır mısınız? Konfeksiyon, kuru temizleme, çamaşırhane, otel vb. sektörlere endüstriyel ütü makineleri üretimi gerçekleştiren firmamız özel üretimlerin dışında yaklaşık 820 ürün çeşidi ile sektöründe öncü konumunu devam ettirmektedir. Üretimimizi 8.500 m2 kapalı alana sahip fabrikamızda en güncel teknolojileri kullanarak gerçekleştiriyoruz. Yıllık 500 tonu aşkın sac ve 20.000 metre profil boru işleyerek 6.000 adet makine üretimi gerçekleştiriyoruz. Üretimini yaptığımız bu kadar çeşit makine içinde hem düşük hem de yüksek teknolojili ürünler bulunmakla birlikte son yıllarda hem firmamızın stratejisi hem de müşteri beklentileri gereği yüksek teknolojili ürünler ağırlık kazanmıştır. Alman Trumpf marka CNC Lazer kesim ve Abkant büküm tezgâhları Durmazlar marka Punch tezgâhı ve Akira Seiki marka CNC Dik işleme merkezi gibi temel üretim makinelerimizin yanında çeşitli özel makine, aparat ve test aletleri ile üretimlerimizi gerçekleştirmekteyiz. Üretimimizi fabrika içinde ürün gruplarına göre böldüğümüz 5 ana birimde gerçekleştiriyoruz. Hammadde girişi, kesim, büküm, kaynaklı ve talaşlı imalat, montaj, boya, elektrik- elektronik montaj ve test işlemlerinin tümünü kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Bazı dezavantajları olmakla birlikte birçok şeyi kendin yap şeklindeki üretim tarzı sektörümüzde biraz zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bunu yaparken üretimin her aşamasını ERP programı ile planlayıp uyguluyoruz; siparişten sevkiyata kadar tüm prosesleri ERP programı üzerinden takibi ve kontrolü üretimde bize malzeme ve yarı mamul analizleri, performans analizleri ile geliştirmeye açık bölüm ve aşamaların tespitine yönelik çalışmalar yapmamıza vesile oluyor.
MALKAN Makinanın bu kadar köklü ve güçlü olmasının altında yatan en büyük etken nedir? Teknolojiye ve yeniliklere ne kadar önem veriyorsunuz? Ar-Ge çalışmalarınız nelerdir? Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; kendi işimi kurduğum ilk günden bugüne kadar şartlar ne olursa olsun kendime müşteri memnuniyetini en önemli ilke edindim. Hiçbir zaman tutamayacağım sözler vermedim ve verdiğim her sözü de zarar etme pahasına mutlaka yerine getirdim. Halen de MALKAN bir kurum olarak bu prensibi tavizsiz bir şekilde uygulamaktadır. Bunun yanı sıra gerek şahsım ve gerekse firmam sürekli öncü ve yenilikçi olmayı başarmıştır. Özellikle Ar-Ge ve yenilik çalışmalarına çok büyük önem veririm. Sık sık sektörümüzle alakalı fuarları dolaşırım, personelimi de fuarları gezme ve yani bir şeyler keşfetme konusunda sürekli teşvik ederim. Bizim sektörde belki de üretimden ayrı bir Ar-Ge departmanı olan tek firmayız diyebilirim. Yaptığımız Ar-Ge faaliyetlerinden dolayı Tübitak ve Kosgeb desteklerinden faydalanabilen ilk ve bildiğim kadarıyla da tek firmayız. Ürün çeşidimizi sürekli artırırken diğer yandan da mevcut ürünlerimiz üzerinde iyileştirme ve geliştirmeleri sürekli yapıyoruz. Yine sektörümüzde ISO-9001 Kalite Yönetim Sistemini ilk kuran firmayız ve başarıyla sürdürmeye devam ediyoruz. Kalite Yönetim Sisteminin özellikle sürekli iyileştirme prensibini MALKAN’da çalışan en küçük çırağa kadar benimsetiyoruz. Bugün 30.000’i aşan yerli ve yabancı müşteri referansımızla irtibatı hiç kesmiyoruz. Çağın gerektirdiği aktif pazarlama yöntemlerini tümüyle uyguluyoruz. Bunların neticesinde de güçlü ve köklü bir firma olarak kalmayı başardığımızı düşünüyorum.
Şirket bünyesinde yaptığınız Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarınız hakkında da kısaca bilgi alabilir miyiz? MALKAN Makina Ar-Ge ve Tasarım ekibi 10 kişilik deneyimli uzman ve mühendisten oluşmaktadır ve toplam çalışan sayısının yaklaşık % 8’i civarındadır. Bu oran Türkiye’deki bindelik değerlerle ifade edilebilen ortalama Ar-Ge çalışan oranı dikkate alındığında çok ciddi bir orandır. Ar-Ge ve Tasarım departmanımızda öncelikle 3D katı modelleme ile başlayan ürün geliştirme süreci, prototip üretimi ile devam edip müşteri şartlarında test ve kabul aşamalarından geçerek endüstriyel üretim haline getirilmekte ve öyle piyasaya sunulmaktadır. Son 10 yıl içinde bu şekilde hayata geçirilen TÜBİTAK destekli teknolojik ürün konulu 9 ad Sanayi Ar-Ge projemiz var. Prototip ürün için TÜBİTAK desteği aldığımız bu projelere ayrıca KOSGEB’ten de Endüstriyel Uygulama Proje desteği de alıyoruz.
Tekstil sektörüne sunduğunuz kaliteli ürün ve ekipmanlar sadece yurtiçinde değil dünya pazarında da sürekli artan bir ilgiyi görüyor. Siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Sanayi tipi ütü ekipmanları üretimi Türkiye’de 70’li yıllarda MALKAN’la başlarken, Amerika’da ve Avrupa’da bizden 50 yıl önce bu konuda üretim vardı. Halen dünyada özellikle Alman ve İtalyan ütü markaları yaygın ve pazara hâkimdir. Ancak son 15 yılda MALKAN Makina’nın yaptığı atakla global pazarda başı çeken markalar arasına girdiği bir gerçektir. Dediğiniz gibi MALKAN her geçen gün artan bir ilgiye muhatap durumdadır. Çünkü biz sadece makine satmıyoruz, müşterilerimizle bilgi ve tecrübe paylaşıyoruz. Onların üretim kalitesine direkt etki eden, kesimden dikime, ara ütülemeden son ütüye bütün proseslerde iyileştirmeler sağlayacak öneriler sunuyoruz. Bu önerilerimizi destekleyen en doğru ürünleri almalarını sağlıyoruz. Her müşterinin ihtiyacı olan, kendi modeline uygun kalıp tasarımları gerçekleştirebilen dünyadaki 3 firmadan biriyiz. Bu sayede müşterinin ürünü özgün bir hal alıyor. Ürünün teslimatından devreye alınmasına kadar her aşamada müşteriye rehberlik ediyoruz. Bunu yapmak yurt içinde kolay olabilir ancak biz bunu tüm yurt dışı pazarlardaki müşterilerimize de sağlıyoruz. Ürünlerimizde tüm dünyada bilinen ve kalitesi ispatlanmış malzemeler, ekipmanlar kullanıyoruz. Tüm ürünlerimizde Avrupa normlarına uygun üretim gerçekleştirdiğimizi gösteren TUV, CE deklarasyonu ve sertifikalarına sahibiz. İlk TSE belgesini biz aldık. Bunlar çok ciddi zaman alan, emek harcatan ve maliyet getiren süreçler. MALKAN bunları karşılarken üstelik fiyat noktasında Avrupalı rakiplerinden daha ucuza aynı kalitede ürünü piyasaya sunabiliyor. Dolayısıyla müşterilerimizin ilgisi her geçen gün artıyor.
Pazar payınızı artırma adına ne tür faaliyetlere ağırlık veriyorsunuz? 2018 yılı hedeflerinizi açıklar mısınız? Hali hazırda MALKAN Makina Türkiye’de konusunda Pazar lideridir. 50 yıla yaklaşan geçmişi, bilgi birikimi ve tecrübesi, 30.000’i aşan müşteri referansı ile liderliğini açık ara devam ettirmektedir. Şu anda 2018 yılı üretim planımız Ağustos ayına kadar dolmuş vaziyettedir. MALKAN’ın pazar hedefleri artık yurt dışı ağırlıklıdır. Yurt dışında rekabet için de en fazla yoğun olduğumuz faaliyetler Ar-Ge çalışmalarıdır. Kalitemizi, müşteri ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetimizi sürekli geliştirmeli, ürünlerimizi sürekli iyileştirmeliyiz. Müşteri boyutu her sektörde olduğu gibi bizde de son derece dinamik. Her geçen gün farklı ve yeni müşteri talepleri ile karşılaşıyoruz. Bu sebeple Ar-Ge çalışmaları bizim için çok önemli. Özellikle proje tabanlı Ar-Ge faaliyetlerinde Tübitak’tan aldığımız destekler de bizi ayrıca motive ediyor. Öte yandan Ar-Ge sayesinde değer kattığımız ürünleri yurt dışı pazarlarda daha etkin bir şekilde pazarlayabilmek için de uluslararası sektörel fuarlara ve pazarlama ekibimizin yurt dışı müşteri ve bayi ziyaretlerine ağırlık veriyoruz. Bu bağlamda 2018 hedeflerimizin başında Güney ve Orta Amerika pazarlarında daha aktif yer almak olacaktır. Bunun yanında başta Özbekistan olmak üzere Orta Asya pazarındaki pazar liderliğimizi ve Avrupa’da Polonya, Ukrayna, Bulgaristan ve diğer Balkan ülkelerinde her geçen gün büyüyen pazar payı artışımızı sürdürmeyi hedefliyoruz.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]